HASSAS KONULAR

Abdurrahim Karakoç
Akit

Türkiye kuraklığın kıskacında... Yıllardan beri fikir kuraklığı çekiyoruz... Hüdai nabit kabilinden bazı fikir adamlarımız vardı, teker teker onlar da ebedi âleme göç ediyorlar... Muhterem Esad Coşan Hocaefendi ile şahsen tanışmadım... İnşallah bir gün diyordum, kısmet olmadı ve o, arı-duru ilim kaynağından gerektiği kadar istifade edemedim... Ahmed Kabaklı Hoca ile yakın oldum... Sohbetlerine katıldım, özellikle şiir, edebiyat üzerine konuşmalarımız oldu... Bu iki büyük insanı peş peşe kaybettik... Her ikisine de Allah (cc)’tan rahmet diler, öbür tarafta sevdikleriyle komşu olmalarını temenni ederim... Sevenlerinin başı sağolsun... Pek çok yerde yağmur duasına çıkıyorlarmış... Neye yarar? Kime dua edecekler? Hangi yüzle talepte bulunacaklar? Doğa duyar mı seslerini? Deprem bir doğa olayı ise, yağmur da bir doğa olayıdır... Öyle camilerde ve hocalarla dua etmenin âlemi yok... M. Nuri Yılmaz beyefendi doğaya müracaat etsin, yağmuru yağdırsın... Türkiye laikliğine yakışır doğrusu...

Hükümet, Esad Coşan Hocaefendi’nin Süleymaniye Camii haziresindeki kabristana gömülmesi için bir karar almıştı... Cumhurbaşkanı Sezer, cami muhalifi siyasetçilerin ve yazarların koro halinde yükselen çığlıklarından etkilenerek kararı veto eyledi... Gerekçesinde bir yığın kanun maddesi vs. var... Eşitlik ilkesine aykırı bulmuş kararı... Amma daha önce 6 kararnameyi imzalamış... Sayın Sezer, “Emrivaki yapıldı” buyuruyor... Nasıl bir emrivaki? Cumhurbaşkanlığı makamı emrivakilerle yön değiştirecek makam değildir... 6 defa emrivaki karşısında yanlış telakki ettiği kararnameleri imzalamışsa 7’ncisini de imzalayabilirdi... Bana göre inandırıcı bir gerekçe değil... Esad Coşan Hocaefendi’nin dinî kimliği diğerlerine göre farklıydı... Zira, o bir ilim adamı ve inanmış bir kişiydi... Elbet diğerleri de inanmıştı, amma kişiliklerini ön plâna çıkartacak kadar değil... Eşitlik ilkesi hiç inandırıcı değil... Gerek sağlığında, gerek öldükten sonra müsamahalı uygulamalara muhatap olan sayısız insan biliriz. Bir ölünün gömüleceği mezar yeri için eşitlik ilkesi arayan Sayın A. Necdet Sezer atamalarda aynı hassasiyeti gösteriyor mu?

Danışman atarken sağcı-solcu ayırt etmekte midir, yoksa hepsini sol parti mensuplarından mı seçmektedir?.. Dahası var: Önemli mevkilere re’sen atadığı aşırı solcuları hepimiz tanıyoruz... Sayın Sezer de tanıyor ve tanıdığı için “eşitlik ilkesi”ni kaale almadan atıyor... Acaba burada da emrivaki var mıdır? İlaç için, sağ görüşlü bir ilim adamını atadığı vaki midir? Hükümetin imzaya açtığı “Nazım’a itibar iadesi” kararnamesini de eşitlik ilkesine aykırılık gerekçesiyle veto edecek mi, imzalayacak mı? Hükümet zaten Esad Coşan Hocaefendi’nin Süleymaniye’ye defnine dair kararnameyi imzalarken 20 milyon insanın katili Stalin’i öve öve göklere çıkartan, Türkiye aleyhine yazılar, şiirler yazan, komünizmi, komünizmin kanlı katillerini güzel göstermeye çalışan Nazım Hikmet’in “İhanet-i vataniye suçunu” kaldırarak, itibarını (!) iade etmeyi önceden planlamıştı...

içindekiler | ana sayfa