LAİSİZMİN ZAFERİ!

Muharrem Bayraktar
12.02.2001 Yeni Mesaj

Bir ülkede laiklik tartışmalarının geldiği seviye, bir ölünün defnedileceği yere kadar indirgenmişse siz böyle bir “laik yorumdan” ne bekleyebilirsiniz?

Bir kişinin şu veya bu kabre defnedilmesi ile laiklik arasında bir irtibat kurulmasını, -bırakınız başka değerlendirmeleri- en azından akli buluyor musunuz?

Bir mevta filan caminin avlusuna gömülse tarikat zaferi, filan dağın tepesine gömülse laisizmin zaferi mi olmuş oluyor?

“Diri alanda” laisizmi tanımlayamadığımız gibi, ölü alan da bir türlü tanımlayamıyoruz!

Esat Coşan’ın kabir yerinin şu veya bu cami avlusu olması konusunda doğan elektrikli hava ne yazık ki “laisizmin düzeyini” ortaya koydu bir bakıma.

Coşan’ın talebelerinin teklifi gayet makul ve insanca idi. Ölünün Süleymaniye haziresine defnini istediler. Cumhurbaşkanı bu konuda hazırlanan kararnameyi reddetti. Coşan tarafından ne bir tepki, ne bir isyan. Gayet medeni bir şekilde “karar normaldir, cumhurbaşkanı en doğal hakkını kullandı” dediler.

Bunun laiklikle şununla bununla ne alakası var Allah aşkına?

Türkiye’de olayları zıvanadan çıkaran, rayından saptıran maalesef basın. Onbinlerce insan Coşan’ın cenazesine gitmiş, namaz kılmış, hiçbir slogan atılmadan, hiçbir yüksek ses bile duyulmadan kalabalık sessizce dağılmış.

Gazetelerde ise manşet şöyle: “Cenaze gövde gösterisi!”

Bu kadar seviyeli bir cenaze namazını bile “gövde gösterisi” diye duyurmayı yeğleyen basının şuuraltındaki tilkilikleri elbette tahmin ediyoruz. Amaç her zamanki gibi” su bulandırmak”.

Ne yapsınlardı yani, cami avlusunu dolduran halk? Kalabalık fazla oldu, medya bunu başka yönlere çekecek diye dağılsalar mıydı?

içindekiler | ana sayfa