ÖTEKİ TÜRKİYE'NİN CEVABI

Mehmed Ocaktan

12.02.2001 Yeni Şafak


28 Şubat ne kadar devam eder bilinmez ama, “resmî Türkiye”nin yasalarla ve yasaklarla sindirmeye çalıştığı “gerçek Türkiye”nin insanları da bu ülkenin gerçeği olmaya devam edecek.

Bu gerçeği görmek için, Es’ad Coşan Hoca’nın Fatih’ten Eyüp’e uzanan muhteşem cenaze törenini iyi analiz etmek gerekiyor. 28 Şubat’ın yüreklere korku saldığı en karanlık günlerde, ta Avustralya’ya gönüllü “sürgün” giden Es’ad Coşan’ın naaşı, uzun gurbet günlerinin ardından “Öteki Türkiye”nin kalbine gömüldü.

Böylesine, yüzbinlerin sevgiyle kucakladığı bir ebedi yolculuk herkese nasip olmaz. Özal’ın milyonların kalbindeki sevgi seliyle kucaklaşarak çıktığı “ahiret yolculuğu” hariç tutulursa, Es’ad Coşan’ın vedası da muhteşem oldu.

İster politikacı olsun, isterse gönül adamı, “Öteki Türkiye” kendisiyle aynı dalga boyutunda buluşanları her zaman bağrına basıyor. Baskıların ve ezaların en acımasız boyutlara ulaştığı zamanlarda, sessiz sedasız kendi içine sürgün oluyor.

Ama, yüreğine kelepçe takmak isteyenleri hiçbir zaman unutmuyor ve onları vicdanların ‘mahşeri’nde mahkum ediyor.

Nitekim, zihinlere baskı kurmayı marifet sayanların cenaze törenlerine öteki Türkiye hiçbir şekilde itibar etmiyor. Ve Es’ad Hoca’nın cenaze töreninde olduğu gibi, baskıcılara müthiş cevaplar veriyor.

“Mühendislik projeleri”yle yeni bir Türkiye kurabileceklerini zannedenlerin, bu tür törenlerden çıkaracakları önemli dersler var. Ayrıca, siyasetin de bu tür toplumsal buluşmalardan önemli dersler çıkarması gerekiyor.

Kim ne derse desin, meşruiyetini halktan almayan bütün hareketler eninde sonunda başarısızlığa mahkum oluyorlar.
 

içindekiler | ana sayfa